Arzulayabilirsen Arzula Beni - Bölüm 3

Gözlerini şaşkınlıkla kırpıştırarak geriye sendeledi.

O da neydi…?

Bulanık görüşünde tanıdık bir koridor göründü. Ne olduğunu anlaması biraz zaman aldı.

Gözlerini kırpıştırarak, aşağıya baktı ve iki özdeş yüzün kendisine dik dik baktığını gördü. Yere saçılmış parçaları gören Grayson, bu küstah yaratıkların kendisine bir vazo ile vurduklarını anladı.

“Siz…”

Onlara ne yaptıklarını sormak üzereyken, ikisi aynı anda üzerine atıldı. Hazırlıksız yakalanan Grayson, çarpmanın etkisiyle dengesini kaybederek geriye düştü. Bir ikiz, gürültüyle hemen üstüne tırmandı.

“Seni piç! Bizi aptal yerine koydun!”

Üstündeki adam nefes nefeseydi ve diğer ikiz sertçe tükürdü.

“Bu pislikten kurtulabileceğini mi sandın? Seni orospu çocuğu, bugün buradan yürüyerek çıkamayacaksın.”

Elinde başka bir seramik parçası tutuyordu.

‘Oh, lütfen.

Grayson, bundan sonra ne olacağını çok iyi bildiği için yüzünü buruşturdu. Seramik parça yere çarparak parçalanırken başını yana çevirdi. Grayson’ın hareketsiz bedenini gördükten sonra ikizler, onun uzun bacaklarından birer tane tutup onu bir yere sürüklediler.

‘Oh, hayır.

Grayson, sallanan tavana bakarken ağır göz kapaklarını hafifçe kaldırdı.

‘Alex’i de yanımda getirmeliydim.

‘Onların Alex’le çiftleşmelerine izin vermeliydim.’ diye son bir düşünceyle, tamamen bilincini kaybetti.

* * *

“Ugh.”

Grayson, düşük bir iniltiyle bilincini geri kazandı.

Başında zonklayan bir ağrı hissetti ve oturmaya çalıştı, ama ani bir metalik klik sesi ve kollarında hissettiği rahatsız edici bir çekme onu durdurdu. Yukarı baktığında, Grayson bileğinin kelepçelenip yatak direğine zincirlenmiş olduğunu gördü. Diğer bileği de aynı şekilde bağlanmıştı. Sonra isteksizce yatağa bağlandığını kabul etti.

“Bu ne tür bir oyun?”

Grayson, aceleyle pantolonunu çıkaran ikizlerden birine sordu. Sesi, sanki tüm durumu komik bulmuş gibi kahkahalarla doluydu. Daha önce soyunmuş olan diğer ikiz, dizlerinin üzerinde Grayson’ın yüzüne doğru sürünerek tükürdü.

“Belli değil mi? Bu karışıklığı sen yarattın, şimdi sorumluluğunu almalısın.”

Küçük, sevimli penisi tamamen sertleşmiş ve ıslaktı. Kıçı da muhtemelen aynı durumdaydı. Hayır, muhtemelen daha da kötüydü.

‘Ssshh, ssshh.

Dişlerini sıkarken sinir bozucu bir tıslama sesi çıkaran ikizlerden biri Grayson’ın alt vücuduna doğru hareket etti. Titreyen ellerle Grayson’ın pantolonunun kemerini kurcalarken, küfürler savurarak metalik bir tıklama sesi yankılandı.

“Ver sikini, orospu çocuğu. Hazır ol, bütün gece sıkacağım.”

Düzensiz nefes alışı ve inleyen omuzları, heyecandan aklını kaçırdığını gösteriyordu. Öte yandan, bu kadar soğukkanlılığını koruyabilmesi şaşırtıcıydı. Ne de olsa, Grayson’ın kasten saldığı feromonlarla ıslatılmış olsalar da, ikizler hala kendi iradeleriyle konuşuyor ve hareket ediyorlardı. Ancak zamanlarının dolduğu belliydi.

Grayson, ikizlerin feromonlarla sarhoş olmuş ellerinin onu soymaya çalışırken defalarca kaymasını izleyerek hafifçe gülümsedi. 

“Ne kadar tatlı. Beni tecavüz edebileceğinizi gerçekten sanıyorsunuz.” 

“Kapa çeneni, orospu çocuğu!” 

“S-Sertlik yapma, s-sen bir şey yapamazsın!”

İkizler sırayla bağırdı. Seslerinden soğukkanlılık kaybolmuştu, ama Grayson bu durumda bile tamamen rahat kalmıştı. Hareketlerini kısıtlayan kelepçelere rağmen sarsılmaz gülümsemesi, ikizleri tedirgin etti.

Neler oluyordu?

Aklından bir anlık şüphe geçti. Bir şey mi ters gitmişti? Ama bu düşünceyi hemen kafasından attı. Grayson hiçbir şey yapamazdı. Bu haldeyken ne yapabilirdi ki? En fazla öfkesinden feromonlarını salabilirdi.

Ama yine de… Belki.

Her zaman etrafında dolaşan feromon kokusu yoğunlaştı. Ağır, baskıcı bir his yavaşça ikizlerin derisine sızdı. İkizler irkildi ve donakaldı. Omurgalarından ürpertiler geçti. Vücutlarındaki her kıl diken diken olmuş gibiydi. Her nefes aldıklarında duyularını uyuşturan garip bir his. Feromonların etkisi altında olsalar bile, içgüdüsel olarak korku hissettiler.

‘Grayson bizi öldürebilir.

Az önce küfürler yağdırıp üzerine saldırdıkları agresif tavırlarının nereye gittiğini merak ederek tereddütlerini izleyen Grayson, ağzını açtı.

“Tamam, peki.”

Rahat bir tonla devam etti.

“İsterseniz oyuna varım.”

O anda ikizler onu gördü. Grayson’ın mor gözleri altın rengine dönmüştü.

* * *

Sirenlerin yüksek sesiyle, hareket halindeki arabalar aniden durdu. Sıraya dizilmiş birkaç itfaiye aracı, sanki zaman durmuş gibi, hareketsiz arabaların arasından hızla geçti.

“O lanet olası piçler, oyun oynayacaklarsa, sikişmeye devam etsinler. Neden yangın çıkarıyorlar?”
Birisi homurdandı, ardından diğerleri de benzer şikayetlerde bulundu. Şehir dışındaki büyük bir malikanede yangın çıktığı ihbarını alalı sadece birkaç dakika olmuştu.

“İlk başta sadece duman görmüştüm, ama şimdi… Lanet olsun, alevler yükseliyor!”

Panik içindeki ihbarcının GPS konumunu takip ederek acilen bir ekip göndermeye karar verdiler, çünkü ihbarcı çok telaşlıydı ve doğru düzgün bir açıklama yapamıyordu. Ancak olay yerine doğru ilerlerken, yolda öğrendikleri yangının nedeni, aciliyet duygularını tamamen yok etmeye yetti.

Yangının havai fişeklerden çıktığına dair hayal kırıcı açıklama ve o sırada malikanede herkesin ne yaptığına dair bilgiler, moralini tamamen bozdu.

“Feromon partisi mi? O sadece bir grup insanın eğlencesi değil mi?”

Beklendiği gibi, biri hayal kırıklığıyla bu sözleri ağzından kaçırdı. Ardından, her yerden şikayetler yükseldi.

“O evin özel itfaiye ekibi yok mu? Baskın Alphalar paraya boğulmuşlar, itfaiyeci bile tutmamışlar mı?”

“Her halükarda aynı şey, suyu biz taşıyacağız. Yangın yayılırsa, sonunda sorun bizim başımıza kalacak.”

“O piçler, iğrenç seks partisi sırasında yangın çıkardıktan sonra bizi çağırmaya cüret ediyorlar.”

Herkesin keyfi çoktan kaçmıştı, ama çağrıyı görmezden gelemezlerdi. Baskın Alpha olsun ya da olmasın, onlar da vatandaştı ve canlı canlı yanarak ölmekten kurtulamazlardı. Yine de, bu tür bir görev hoş değildi ve ekip lideri, ekibin sert ifadelerle küfürler savurmasına izin verdi.

Muhtemelen burada Baskın Alpha’ların feromon partilerini bilmeyen kimse yoktu. Dünya çapında nadir görülen bir tür olan Baskın Alpha’lar, feromonları birikirse beyinlerinde anormallikler yaşıyordu. Bu yan etkileri önlemek için periyodik olarak feromonlarını salmak zorundaydılar ve feromon partileri tam da bu amaçla düzenleniyordu. Kısacası, aynı ihtiyaçları olan Baskın Alfa’lar sırayla partiler düzenleyerek feromonlarını topluca salabilecekleri bir alan yaratıyorlardı.

“Feromon salmak için bir yer” olarak tanımlansa da, gerçekte bu partiler vahşi seks partilerinden farksızdı. Omega’lar ve Beta’lar Aşırı Alfa’larla seks yapmak için isteyerek geliyor ve ayrım gözetmeksizin birbirlerine karışarak çılgın bir gecede kendilerini kaybediyorlardı. Uyuşturucu ve alkol dahil seks için gerekli her şey bol miktarda mevcuttu. Bu partilerde yaşanan çılgın olaylar nedeniyle polisin gönderilmesi veya itfaiyenin çağrılması sık görülen bir durumdu.

Bir kez daha, uyuşturucu etkisi altındaki birinin neden olduğu bir kaza nedeniyle yolda hızla ilerlerken terden sırılsıklam olmuşlardı. Doğal olarak, bu durumdan hiç memnun değillerdi.

“Orada!”

Biri bağırdı ve herkesin bakışları oraya yöneldi. Bir anda, gerginlik havayı kapladı. Siyah duman gökyüzüne yükselerek devasa bir sütun oluşturdu. Sürücü koltuğundaki ekip lideri gaza bastı ve hızı daha da artırdı. Kamyon ileri fırlarken motor derin, boğuk bir gürültü çıkardı.

Wee-ooh, wee-ooh, wee-ooh!

İtfaiye aracı yolda hızla ilerlerken, arabalar aceleyle kenara çekildi. Devasa kamyon, ağır tekerlekleri asfaltta gürültülü bir ses çıkararak arasında ilerledi. Yanıp sönen sirenler, sanki koştukları alevleri taklit edercesine şiddetle titriyordu.

***